Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Haziran 2015 Salı

Her Yenilenebilir Enerji Kaynağı Kabul Edilebilir mi?

Mehmet TEKÇE

1970’li yıllarda yaşanan petrol krizleri, petrol fiyatlarında arttışa neden olmuş ve bu durum, petrol ithal eden ülkelerde maliyet artışlarına dolayısıyla maliyet enflasyonuna yol açmıştır. Bununla birlikte artan maliyetler sebebiyle ekonomik durgunluk yaşanmış ve işsizlik artmıştır. (Maliyet enflasyonunun ve işsizliğin birlikte artışına kısaca stagflasyon denir.)

Enerjinin dışa bağımlılığı, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar beraberinde alternatif enerji kaynaklara yönelimi sağlamıştır. Enerji kaynakları içindeki payı yüksek düzeyde olan fosil yakıtlarının, ekonomik büyümeye ile birlikte talebinin artması CO2 salınımını arttırmış ve bu durum küresel iklim değişikliğine neden olmuştur. Tüm bu sorunlar alternatif enerji kaynaklarının özellikle yenilenebilir enerjiyi ön plana çıkarmıştır. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin alternatif maliyetini de göz ardı etmemek gerekir. Bu yazının temel amacı; yenilenebilir enerji kaynaklarından biyoyakıtlar çerçevesinde değerlendirmektir.


Biyoyakıtlarda kullanılan temel kaynak, tahıl ürünleridir. Tahıl ürünleri aynı zamanda temel besin kaynakları açısından da büyük öneme sahiptir. Özellikle gelir dağılımı bozulmuş olan ülkelerde tahıl ürünleri fiyatları daha kritik bir öneme sahiptir. Biyoyakıtların üretimi teşviklerle sağlandığında tarım biyoyakıt üretim alanına kanalize edilecek bu durum beraberinde tahıl ürünlerinin fiyatlarını arttıracaktır. Bununla birlikte artan tahıl ürünlerinin fiyatları temel besin kaynaklarının da fiyatlarını doğal olarak arttıracağından bu durum bireylerin satın alma gücünü azaltıcı etkiler yaracak ve var olan yoksulluk derinleşmeye başlayacaktır. Ayrıca biyoyakıtların katma değeri yüksek olduğundan dolayı gıda ürünü düşük katma değerli malların işlenip satılması tercih dışı olacaktır. Peki sonuç? Enerji bağımlılığın azalması ve çevresel kirliliğin sağlanması ancak kayıp daha büyük; kısmen temiz çevrede yoksulluğun daha da derinleştiği bir dünya. Bu değişim kabul edilebilir mi?


  Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)’dan elde edilen tarım ürünleri bu durumun en iyi çözüm yöntemidir. Biyoyakıtlar için tarım ürünleri GDO’lu tohumlar   ile sağlanmalıdır. GDO ürünlerinin en faydalı özelliği istenilen toprak tipine karşı uyumlaştırılması ve ürünün var olan verimliliğinin üzerine çıkarılabilmesidir. Bu sayede biyoyakıtlara ayrılan tahıl ürünleri için üretimi çok verimli tarımsal arazileri işgal etmeden daha az verimli topraklarda üretimi gerçekleştirilecektir. Bu sayede verimli topraklar korunmuş olacak ve temel gıda ürünleri ile biyoyakıt ürünlerinin üretimi en etkin şekilde işlemiş olacaktır. Dikkat edilmesi gereken husus biyoyakıtın temel kaynağını oluşturacak GDO’lu tahıl üretimi, sıkı devlet denetimi altında işlemesi gerekir ki GDO’nun insan sağlığına zararı minimize edilebilsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder