Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Şubat 2015 Cumartesi

VADELİ DÖVİZ, SPOT DÖVİZ VE FAİZLER

Tuğberk Çiloğlu


Uluslararası Finans literatüründe üzerinde en çok durulan konulardan biri  vadeli döviz kuru, spot döviz kuru ve faizler arasındaki ilişki. Bu ilişki neden bu kadar önemli? Aralarında nasıl bir bağlantı var? Bu üçlünün biri değiştiğinde diğerleri neden ve nasıl değişiyor? Gelin, örneklerle açıklamaya çalışalım.

Kendinizi Amerikalı bir yatırımcı, fon yöneticisi olarak düşünün. Kendi ülkenizde, yani ABD'de faiz oranı %1 olsun. O sırada Türkiye'deki faiz oranı %11 olsun. Yani, Türkiye'deki faizler ABD'ye göre %10 daha yüksek. Son olarak, döviz kurunu ise 1 Dolar = 2 TL (spot piyasa) olarak kabul edelim. Gelelim kritik soruya: ABD'li bir yatırımcı olarak yukarıdaki şartların olduğu bir ortamda ABD'den %1 faizle borçlanıp, borçlandığınız parayı Türkiye'ye %11 faizden yatırır mısınız? Bu kararınızı etkileyen temel faktör ne olur? Varsayalım ki Türkiye'de sabit döviz kuru sistemi uygulanıyor olsun ve döviz kuru 1 Dolar=2 TL düzeyinden sabitlensin. Böyle bir durumda korkacak hiçbir şey olmaz. Yapmanız gereken tek işlem şu olur: ABD'den %1 faizle borçlanırsınız. Borçlandığınız Dolarları satıp TL satın alırsınız ve paranızı Türkiye'de %11 faize yatırırsınız. Bu işlemi bir yıllık vadede yaptığınızı düşünelim. Vade sonu geldiğinde, %11'lik faiz gelirinizi ve anaparanızı TL cinsinden alırsınız. Ardından, aldığınız TL'leri aynı kurdan Dolar'a çevirirsiniz. Son olarak borçlandığınız ABD'li kuruma %1 faiz ödersiniz. Sonuçta %10 civarı net faiz geliriniz olur. Peki ya döviz kurları sabit değilse? O zaman ne olur? Analize devam edelim.

Eğer döviz kuru sabit değilse yukarıdaki örnekteki garantili faiz geliriniz riske girer. Nasıl mı? İki ülke arasındaki faiz farkı %10. Fakat, paranızın TL cinsinden Türkiye'de kaldığı sırada Dolar TL'ye karşı %10'dan daha fazla değer kazanırsa, yani 1 Dolar=2,20 TL düzeyini aşarsa bu işlemden kar değil zarar edersiniz. Peki, bir yatırımcı olarak kendinizi bu riskten nasıl koruyabilirsiniz?  İşte bu noktada, vadeli döviz piyasası devreye girer. Riskten korunmak için, bir yandan elinizdeki Dolar'ları satıp TL satın alırken bir yandan da vadeli piyasada Dolar satın alırsınız. Şimdi, gelelim kritik noktaya. Tüm bu işlemlerin sonucunda Türkiye ile ABD arasındaki faiz oranları farkı, vadeli piyasadaki Dolar'ın spot piyasaya göre yaptığı prime eşitlenme eğilimine girer. Nasıl mı ?

Bunu basit bir örnekle açıklayabiliriz. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, spot piyasada 1 Dolar = 2 TL düzeyinde, Türkiye'deki faiz oranı %11, ABD'deki faiz oranı ise %1 olsun. Fakat, vadeli piyasada 1 Dolar=2,40 TL (1 yıllık vadede) olsun. Burada bir dengesizlik var. Çünkü, iki ülke arasındaki faiz farkı %10 iken, vadeli piyasada Dolar, spot piyasaya göre %20 prim yapmış. Yani yatırımcılar 1 yıl içerisinde Dolar'ın 2 TL'den 2,40 TL'ye çıkmasını bekliyorlar. Fakat mevcut faiz oranlarından Dolar'larını Türkiye'ye yatırırlarsa faiz farkından %10 kazanacaklar, kurdan ise %20 zarar edecekler. Yani nette %10 civarı bir zararla karşılaşacaklar. Böyle bir durumda piyasa nasıl dengeye gelir? Dolar'larını TL'ye çevirmekle zarar edeceklerini anlayan yatırımcılar, ellerindeki Türkiye tahvillerini satmaya başlarlar. Örneğin bu satış sonucunda risksiz tahvil faizleri %19,5 düzeyine çıkar. Bu yatırımcılar, Türkiye'ye geldiği zaman kendisini korumaya almak için vadeli piyasada 1 yıl vadeli Dolar satın almışlardı. Fakat artık Türkiye'den çıktıkları için bu vadeli sözleşmelere gerek kalmadı. Bu nedenle yatırımcılar ters işlem yaparak, yani vadeli piyasada Dolar satarak pozisyonlarını kapatırlar. Yatırımcılar vadeli piyasada Dolar sattığı için vadeli kur 2,40'TL'den 2,38'e düşsün. Yatırımcılar bu işlemlerle beraber, ellerine geçen TL'leri satıp Dolar talep ederler. Aldıkları Dolar'ları ise ABD'ye yatırırlar. Bunun sonucunda ABD'de fon arzı artar ve ABD faizleri %1'den %0,5'e düşer.

Dikkat ettiyseniz tüm bu süreçle beraber iki ülke arasındaki faiz oranları farkı tekrar vadeli kur primine eşitlendi. Türkiye'de faizler %19,5 düzeyine çıkarken, ABD'de faizler %0,5'e düştü. Aradaki fark %19. Vadeli kur ise 2,38 TL oldu. Yani, 2 TL olduğu duruma göre %19 prim yaptı. Burada şu soru sorulabilir: Örnekteki süreç sırasında spot kur neden değişmedi? Bunun nedeni, Merkez Bankasının piyasaya Dolar satıp, karşılığında piyasadan TL alması olabilir. Piyasadaki TL faizlerinin %19,5'a yükselmesinin nedenlerinden biri, Merkez Bankasının yaptığı kur müdahalesi sonucunda piyasadaki TL arzının azalması olabilir.

Peki ya, Türkiye'de faizler %11, ABD'de %1 iken vadeli kur primi %5 olsaydı ne olurdu? Bu durumda ABD'li yatırımcılar için %5'lik bir kar fırsatı doğardı. Çünkü bu seviyelerden Dolar satıp TL alan yatırımcılar, %10 faiz farkı geliri, %5 kur zararının ardından nette %5 kar elde edebilirler. Bu ise bir arbitraj fırsatıdır ve dengeye yönelme eğilimi doğurur. Örneğin, Türkiye'ye fon girişi olduğu için faiz %11'den %10'a düşebilir. ABD'den fon çıkışı olacağı için ABD faizleri %1'den %4'e yükselebilir. Yatırımcılar bir yandan da kendilerini kur riskinden korumak için vadeli piyasada 1 yıl sonrası için Dolar alırlar. Bunun sonucunda vadeli kur primi %5'den %6'ya yükselir. Sonuçta, iki ülke arasındaki faiz farkı (%10-%4=%6) vadeli kur primine (%6) eşitlenmiş olur.

Yukarıda vadeli döviz kurlarıyla, spot piyasa kurları ve faizler arasındaki bağlantıyı açıklamaya çalıştım. Kuşkusuz, bu bağlantılar burada açıklamaya çalıştığımdan çok daha kapsamlı ve geniş. Günümüzde yukarıdaki eşitlikler örnekte anlatıldığı gibi tam olarak çalışmayabiliyor. Eşitliği etkileyen ve sapmalara yol açan pek çok teknik faktör var. Bu konuda daha derin  bilgiler için Jeff Madura'nın ''Uluslararası Finansal Yönetim'' isimli kitabını ve Prof.Dr. Halil Seyidoğlu'nun ''Uluslararası Finans'' kitabını tavsiye ederim. Herkese iyi hafta sonları dilerim.

Burada yazılanlar yatırım tavsiyesi/danışmanlığı değildir.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder