Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Aralık 2015 Cumartesi

KÜRESEL PİYASALARIN YÖNÜ

Tuğberk Çiloğlu


2008 Krizi, 1929 Krizinden bu yana dünyanın gördüğü en büyük ekonomik kriz oldu. Trilyonlarca dolarlık küresel finans sistemi çöküşün eşiğine geldi. Gelişmiş ekonomiler çok ciddi ekonomik sorunlar yaşadı. Fakat küresel finans sistemi çökmedi, sistem kendisini bir şekilde toplamasını bildi. Bu toparlanmada ise Amerikan Merkez Bankası (FED)'in yaptığı parasal genişlemenin çok büyük etkisi oldu. FED, hızlı bir şekilde harekete geçerek finansal piyasalara likidite enjekte etti. FED'in yaptığı bu operasyon sayesinde deyim yerindeyse küresel ekonomi uçurumun kenarından döndü.

6 Ekim 2015 Salı

SİMÜLASYON KURAMINDA MADALYONUN İKİ YÜZÜ: DİJİTAL EKONOMİ VE FİNANS

Tuğberk Çiloğlu


Ekonomik, sosyal, politik ve kültürel davranışların tümü toplumsal ilişkileri meydana getiriyor. Yani, toplumsal ilişkiler tüm bu davranışları kapsıyor. Bu noktada, ekonomik davranışı sosyal, politik ya da kültürel davranıştan tamamen soyutlamak mümkün olmuyor. Toplumun kültürel ya da sosyal boyutunu açıklayan bir teori, çeşitli özellikleriyle ekonomik davranışa da ışık tutabiliyor. Ünlü Fransız düşünür Jean Baudrillard'ın "Simülasyon Kuramı" da çok boyutlu, interdisipliner  bir teori.

8 Eylül 2015 Salı

KÜRESEL BELİRSİZLİK ÇAĞI

Tuğberk Çiloğlu


İktisat bilimi de dahil olmak üzere tüm bilimlerin tek bir amacı var, o da gerçekleri açıklayabilmek. Fakat konu ekonomi ve finans dünyasına gelince piyasalarda yaşanan aşırı volatilite ve belirsizlikler şimdiye kadar oluşturulmuş olan ekonomi/finans teorilerinin sorgulanmasına neden olabiliyor. Son günlerde yaşananlar da bunun güzel bir örneği. O zaman gelin, son zamanlarda yaşanan gelişmeleri analiz edelim.

17 Ağustos 2015 Pazartesi

ÇİN ETKİSİ VE KÜRESEL EKONOMİ

Tuğberk Çiloğlu


Finansal piyasaların ve reel ekonominin küresel çapta birbirine ne kadar çok bağlı olduğunu gösteren gelişmeler yaşamaktayız. Çin'de yaşanan gelişmeler bunun önemli bir göstergesi niteliğinde. Gelin, Çin'de yaşanan son gelişmelerin küresel ekonomiyi nasıl etkilediğini analiz edelim.

Çin 1980'li yıllardan beri ihracat odaklı bir büyüme stratejisi uyguluyor. Bu stratejide Çin'in en büyük avantajı bildiğiniz gibi ucuz işgücü. Fakat ihracat odaklı stratejinin başarıya ulaşması için Çin para birimi 'Yuan'ın değerinin Çin otoriteleri tarafından düşük tutulması gerekiyordu ve bunu da uzun bir süre yaptılar, yani yuan çok uzun bir süre küresel çapta eksik değerlendi. Fakat bu durum bir süre sonra Çin için olumsuz sonuçlar doğurmaya başladı. Nasıl mı?

3 Ağustos 2015 Pazartesi

KÜRESEL PİYASALARDA SON DURUM

Tuğberk Çiloğlu


Küresel ekonomide hareketli günler yaşanıyor, ilginç gelişmeler gerçekleşiyor. Son yaşanan küresel ekonomik gelişmeler küresel piyasaların birbirine nasıl eklemlendiğinin de ayrı bir göstergesi niteliğinde. Avrupa'da, ABD'de, Çin'de ve Türkiye'de yaşanan gelişmeler gündemi şekillendiriyor.

Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırım kararı artık her an gelebilir. Yani, FED'in Eylül ayında yapacağı toplantıda faiz artırım kararı alınabilir. FED başkanı Janet Yellen son zamanlarda yaptığı konuşmalarda faiz artırımının bu yıl içerisinde gerçekleşme olasılığının yüksek olduğunu vurguladı, bu görüşe pek çok FED bölge başkanı  da katıldı. Business HT'de yer alan bir habere göre ABD'de görüşü sorulan 51 ekonomistin dörtte üçünden fazlası Eylül ayında faizlerin artmasını bekliyor.

19 Temmuz 2015 Pazar

GERÇEK EKONOMİ

Tuğberk Çiloğlu


Bilimin temel amacı, hedefi nedir? Kuşkusuz, bu sorunun yanıtı zor değil: Doğadaki ve toplumdaki olguları, olayları sistematik bir şekilde incelemek, araştırmak ve belirli sonuçlar ortaya koymak. Yani, kesin olarak şunu söyleyebiliriz: Bilim, gerçekleri baz alarak yapılmalı, gerçekleri açıklamayı amaçlamalıdır. Peki, iktisat biliminin bu bağlamda yeri, duruşu nedir?


İngiliz ekonomist Lionel Robbins 1932 yılında yazdığı bir denemede, iktisat bilimini aynen şu şekilde tanımladı:  "Sonlu ve kıt kaynakların alternatif kullanımında insan davranışlarını inceleyen bilim." Neo Klasik iktisadın genel olarak benimsediği tanım bu. Peki, bu tanım ne kadar doğru ve mantıklı? İnsanların ve toplumların tüm üretim, bölüşüm, tüketim, tasarruf ve yatırım faaliyetleri bu tanıma sığdırılabilir mi? Kuşkusuz, Robbins 'in yaptığı tanım iktisadi planlamanın tanımı olabilir. Bir fabrikanın müdürü iseniz ve ay sonunda somut bir üretim hedefiniz varsa bu tanım doğru olabilir. Fakat iktisadi yaşam bundan mı ibaret? Tabii ki de değil.

10 Temmuz 2015 Cuma

FİNANSAL SERBESTLEŞME

Tuğberk Çiloğlu


Geçtiğimiz hafta piyasaların gündemini en çok Yunanistan ve Çin'den gelen haberler belirledi. Yunanistan'ın durumu malum, piyasalar her yeni gün Yunanistan'ın iflas olasılığını tartışıyor, bu da ciddi bir stres yaratıyor. Çin ekonomisi ise yakın tarihinde yaşamadığı bir olguyla karşı karşıya: Büyük çaplı bir borsa çöküşü. Yunanistan ve Çin'in bu yaşadıklarının ise ortak bir noktası var: Uluslararası sermaye hareketleri.

5 Temmuz 2015 Pazar

KALDIRIMDA YÜRÜME SANATI

Yusuf YEŞİLKAYA


 Kaldırım,yayaların herhangibir kazaya sebebiyet vermeyecek şekilde,rahat bir biçimde yürüdükleri genellikle arnavut taşlarından yapılan yaya yolu.Gerçektende kaldırımlarda yürümek rahat ve güvenilir mi?Yani kaldırımda yürümeye başladığınız zaman kendinizi rahat ve güvende hissediyor musunuz?Veyahutta rahatça yürüyebiliyor musunuz?Bu soruların bendeki,etrafımdaki ve gördüklerim üzerine cevabını aşağıda sizlere sunuyorum.

26 Haziran 2015 Cuma

KÜRESEL BAKIŞ

Tuğberk Çiloğlu


Finansal piyasalarda hareketli gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Yunanistan krizi belirsizliğini korurken, Avrupa ve ABD'de piyasalara yön veren ekonomik veriler açıklanıyor, açıklamalar yapılıyor. Asya ekonomilerindeki gelişmeler de bunlara eklenince küresel piyasalar fazlasıyla hareketleniyor. Yurt içinde de siyasi durumla ilgili gelen her yeni haber borsa, faiz ve dövizde ciddi değişimlere yol açıyor.

20 Haziran 2015 Cumartesi

İNTERNETTEN GAZETE OKUMAK

Yusuf YEŞİLKAYA

Çocukluğumdan beri bir gazete okuma alışkanlığım var.Eve neredeyse her gün en az bir gazete alır,onu da inciğine cinciğine kadar okurum.Alamadığım ve geriye kalan gazeteleri de internetten okumya çalışırım.İnternette gazete okumak kolay,hoş ve güzel de bazı zorlukları da yok değil.

14 Haziran 2015 Pazar

EKONOMİK SİSTEMLER VE ÖDÜLLENDİRME

Tuğberk Çiloğlu


Dünya tarihine baktığımız zaman gördüğümüz bir şey var: Tarih boyunca farklı farklı ülkelerde birbirine bazen benzeyen bazen benzemeyen pek çok ekonomik sistem (kapitalizm, sosyalizm, karma ekonomik sistemler, sosyal piyasa ekonomisi  vb.) uygulandı, uygulanıyor. Peki, objektif bir şekilde bu sistemlerin performansını nasıl değerlendirebiliriz? Bir sistem herhangi bir ülke için sürekli olarak en ideal sistem olma özelliğini koruyabilir mi? Bunlar gerçekten yanıtlanması zor sorular. Bu noktada benim bir önerim var: Tüm bu sorulara "ödüllendirme" kavramı ile yanıtlar üretebiliriz. Nasıl mı?

Öncelikli olarak geçmiş yazılarımda da belirttiğim gibi değinmeden geçemeyeceğimiz bir nokta var: Hangi sistem olursa olsun, ödüllendirilen/teşvik edilen davranışlar giderek yaygınlaşır, güç kazanır. Bir sistemde, sistemin ödüllendirme mekanizmasının belirleyicileri tarafından hangi davranış/eylem ödüllendirilirse o davranışlar, eylemler zaman içerisinde yaygınlaşır, kuvvetlenir. Bu noktada şu soruyu sormalıyız: Ödüllendirilen davranış, sistemin kalitesini artıracak bir davranış mı? Yani, giderek yaygınlaşan, kuvvet kazanan davranış o sistemi hangi yönde etkileyecek? Sorulması gereken bir diğer soru şu: Hangi davranışın ödüllendirileceğini kim belirleyecek? Bir başka deyişle, kimin/neyin ödüllendirileceğine kim ya da kimler karar verecek? Tüm bunları basit örneklerle açıklayalım.

9 Haziran 2015 Salı

Her Yenilenebilir Enerji Kaynağı Kabul Edilebilir mi?

Mehmet TEKÇE

1970’li yıllarda yaşanan petrol krizleri, petrol fiyatlarında arttışa neden olmuş ve bu durum, petrol ithal eden ülkelerde maliyet artışlarına dolayısıyla maliyet enflasyonuna yol açmıştır. Bununla birlikte artan maliyetler sebebiyle ekonomik durgunluk yaşanmış ve işsizlik artmıştır. (Maliyet enflasyonunun ve işsizliğin birlikte artışına kısaca stagflasyon denir.)

Enerjinin dışa bağımlılığı, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar beraberinde alternatif enerji kaynaklara yönelimi sağlamıştır. Enerji kaynakları içindeki payı yüksek düzeyde olan fosil yakıtlarının, ekonomik büyümeye ile birlikte talebinin artması CO2 salınımını arttırmış ve bu durum küresel iklim değişikliğine neden olmuştur. Tüm bu sorunlar alternatif enerji kaynaklarının özellikle yenilenebilir enerjiyi ön plana çıkarmıştır. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin alternatif maliyetini de göz ardı etmemek gerekir. Bu yazının temel amacı; yenilenebilir enerji kaynaklarından biyoyakıtlar çerçevesinde değerlendirmektir.

7 Haziran 2015 Pazar

ÖYLESİNE YAZILMIŞ BİR YAZI

Yusuf YEŞİLKAYA

Gazetelerde küçük puntolar halinde yapılan küçük haberler veya gereksiz bulunan birçok haber ilgimi çeker.Örneğin bilmem nere bilimadamlarının  100 kişi üzerinde yaptığı deneyde uykusuzluk problemleri veya dünyanın herhangi bir yerindeki çiftin evi arabayı satıp yollara düşmesi gibi.İnternetten gazete okumayı sevmesem de henüz gazetelerin çoğuna verecek parayı kazanamadığım için maliyeti daha düşük ve hızlı olan internet gazeteciliğini tercih ediyorum.

6 Haziran 2015 Cumartesi

PİYASALARA GENEL BİR BAKIŞ

Tuğberk Çiloğlu


Finansal piyasalarda yine oldukça yoğun bir haftayı geride bıraktık. Avrupa ve ABD'de yine önemli gelişmeler gerçekleşti. Bu gelişmelerin en önemli özelliği ise birbirlerini etkileyen, çoklu etkileşim içeren gelişmeler olması.


Avrupa Merkez Bankası (ECB) yaptığı son toplantıda parasal genişleme programında bir değişikliğe gitmedi. Toplantının ardından ECB Başkanı Mario Draghi  Avrupa ekonomisinin geleceğiyle ilgili umutlu konuştu, enflasyon tahminlerini yükseltti. Geçtiğimiz salı günü açıklanan verilere göre Euro Bölgesi'nde tüketici fiyatları son altı ay içerisinde yıllık bazda ilk kez artış gösterdi. Bu bize şunu gösteriyor: Avrupa'da deflasyon tehdidi bir hayli azaldı. Piyasaların da son zamanlarda fiyatladığı gerçek bu.

30 Mayıs 2015 Cumartesi

DÖVİZ KURLARI NASIL DEĞİŞİR? : KISA VE UZUN DÖNEM

Tuğberk Çiloğlu


Döviz kurlarının hangi gelişmelere nasıl tepkiler verdiği, kısa dönemde ve uzun dönemde hangi parametrelere göre hareket ettiği konusu iktisat literatüründe hep tartışılan bir konu olmuştur. Bu konuyu açıklamak için çeşitli teoriler, yaklaşımlar geliştirildi. Bu yaklaşımların ulaştığı sonuçlar kimi zaman birbiriyle çelişiyor, kimi zaman ise ortak noktalar sergiliyor. Gelin analiz edelim.

23 Mayıs 2015 Cumartesi

SON GELİŞMELER VE KÜRESEL EKONOMİ

Tuğberk Çiloğlu


Avrupa ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmeler bu hafta Bloomberg Businessweek dergisinin de dikkatini çekmiş. Dergide yer alan haberde Avrupa ekonomisindeki büyüme beklentilerinden söz ediliyor. Bu yıl Avrupa ekonomisinin en az %1,5 büyümesi bekleniyor. Küresel bir finans devi olan İsviçre bankası Credit Suisse'dan bir analist ise  Avrupa'da kredilerin arttığını ve faizlerin düştüğünü belirtmiş.


Tüm bu gelişmelere yol açan temel faktör ise  Mart ayından beri Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) her ay 60 milyar Euro'luk tahvil ve bono alması. Yani, ECB her ay bu kadar parayı finansal sisteme ve bankalara enjekte ediyor. Bankalar ise bu parayla reel ekonomiye kredi veriyor ve böylece ekonomi canlanıyor.

16 Mayıs 2015 Cumartesi

DEĞİŞEN DÖNEM: AVRUPA ETKİSİ

Tuğberk Çiloğlu


Finansal piyasalarda oldukça hareketli günler yaşanıyor. Avrupa tarafında önemli gelişmeler var ve bu gelişmeler finansal akımlarda şiddetli değişimlere yol açıyor. Konuyu analiz etmeden önce bugüne nasıl gelindi kısaca bir hatırlayalım.

2008 Krizi tüm dünyada etkisini gösterdikten sonra küresel finansal akımları şekillendiren ilk hareket Amerikan Merkez Bankası'ndan (FED) gelmişti. FED, Amerikan finans sistemini kurtarmak ve ekonomiyi canlandırmak için çok büyük ölçülerde parasal genişleme programları uyguladı. Bu parasal genişlemeler, gelişmekte olan ülkelere çok yüklü miktarda dövizin girmesine neden oldu, Türkiye'nin de içinde olduğu pek çok gelişmekte olan ülkenin ulusal parası değerlendi. Ulusal paralardaki değerlenmeye bağlı olarak bu ülkelerde ithalat arttı, cari işlemler açıkları büyüdü. Fakat her şeyin olduğu gibi bu sürecin de bir sonu vardı.

9 Mayıs 2015 Cumartesi

GELECEĞİN EKONOMİSİ

Tuğberk Çiloğlu


İnsanoğlu ile doğa arasındaki etkileşimi belirleyen temel faktör geçmişte de günümüzde de hep teknoloji oldu, oluyor. Gelecekte de teknoloji toplumların içinde yaşadıkları dünya ile olan ilişkisini belirleyen en temel faktör olmaya devem edecek. İnsanların ve toplumların geçmişte ve günümüzde olduğu gibi gelecekte de hayatta kalmak, refahını artırmak gibi maddi amaçlarını gerçekleştireceği temel alan ekonomi. Peki ekonomi gelecekte nasıl olacak? Hangi teknolojiler küresel ekonomiyi şekillendirecek?

6 Mayıs 2015 Çarşamba

AMATÖR BRANŞLAR / PROFESYONEL BRANŞ VE KAZANILAN BAŞARILAR

Yusuf YEŞİLKAYA


Bu yazı aslında daha önce yazılacaktı. Düşüncelerimi düzenlemeksizin not aldığım sayfaları tamamlamak üzere bir kenara attım ve sonra notları kaybettim. Dağınıklığımdan mütevellit, ortalığı toplarken notları buldum, birkaç ekleme yaptım. Şimdi de huzurlarınıza sunuyorum. İyi ve bir o kadar keyifli okumalar dileğiyle.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

KELEBEK ETKİSİ VE KÜRESEL ETKİLEŞİM

Tuğberk Çiloğlu


Dünyanın herhangi bir yerinde gerçekleşen herhangi bir olay, dünyanın bambaşka bir yerindeki  bambaşka bir olayı tetikleyebilir mi? Cevabımız evet. Bu , tarihte ve günümüzde çok sık rastladığımız bir şey ve adına kelebek etkisi deniyor. İlk bakışta aradaki bağlantıyı görmekte zorlansak da, gazetede okuduğumuz küçük bir haber tahmin dahi edemeyeceğimiz tamamen farklı bir olayın tetikleyicisi olabilir.

25 Nisan 2015 Cumartesi

POLİTİKA ETKİNLİĞİ

Tuğberk Çiloğlu


İktisat literatüründe en çok tartışılan konulardan biri, para ve maliye politikalarının etkinliği olmuştur. En çok para politikası mı etkindir yoksa maliye politikası mı? Hangisi tercih edilmelidir? Bu soruya ekonominin içinde bulunduğu koşulları dikkate almadan cevap vermek  doğru olmaz. Çünkü ekonominin o an içinde bulunduğu konjonktür, uygulanacak olan para ve maliye politikalarının etkinliğini, yani başarısını doğrudan etkiler. Nasıl mı?

18 Nisan 2015 Cumartesi

RİSKSİZ FAİZ ORANI, BEKLENEN GETİRİ VE EKONOMİ

Tuğberk Çiloğlu


Faiz oranları ile beklenen getiri arasında nasıl bir ilişki var? Ekonominin gidişatı ve ekonomik beklentiler, beklenen getiriyi ve buna bağlı olarak varlık fiyatlarını nasıl şekillendiriyor? Tüketicilerin, bireysel yatırımcıların tüketim ya da tasarruf kararları faiz oranlarını nasıl etkiliyor? Tüm bu değişkenler arasındaki  temel mantıksal bağlantılar bize neyi gösteriyor? Bu sorulara doğru cevaplar verebilmek, günümüzün finansal gelişmelerini doğru yorumlayabilmek için oldukça önemli.

Konuyu açıklayabilmek için basit örneklerle işe başlayalım. Bir tüketici düşünelim, bu kişi belirli bir gelir elde etsin. Bu kişinin önünde iki seçenek olsun: Mobilya satın almak ya da tahvil/bono satın almak. Bu kişi mobilya satın almayı tercih ederse, tercihini tüketimden yana kullanmış olacak. Eğer tahvil satın alırsa tasarruf yapmış ve tasarrufunu da finansal yatırıma dönüştürmüş olacak. Şimdi, bir an için bu kişinin parasını tasarruf edip tahvil satın almaya karar verdiğini düşünelim. Hatta, sadece bu kişinin değil, ekonomik birimlerin çoğunun da tasarruf yapıp tahvil almaya karar verdiğini düşünelim. Ekonomide neler olur?

11 Nisan 2015 Cumartesi

ZOR KARAR: PARA POLİTİKALARI VE ALTERNATİF MALİYET

Tuğberk Çiloğlu


Bir ülkede enflasyonun durumu, artış ya da azalış trendinde oluyor oluşu, ya da deflasyonist bir durumun varlığı gibi konular kuşkusuz para politikası uygulayıcıları bakımından oldukça önemli. Bir ülkenin para otoritesinin, yani merkez bankasının fiyatlar genel düzeyindeki artış ya da azalışlara verdiği tepki, kısa ve uzun dönemde o ülkenin ulusal parasının kullanımını ve itibarını belirleyen en önemli faktörlerden biri. Bunu bugünlerde Euro'nun durumundan da anlayabiliriz. Peki, bu etkiler ve tepkiler nasıl gerçekleşir? Bunun Euro para birimiyle nasıl bir ilgisi var? Gelin, analiz edelim.

4 Nisan 2015 Cumartesi

GENEL DEĞERLENDİRME

Tuğberk Çiloğlu


Son zamanlarda küresel anlamda önemli gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. ABD'de açıklanan veriler, Batı ile İran arasındaki anlaşma ve Yunanistan'la ilgili gelişmeler bugünlerde küresel ekonomiye yön veriyor. Bunlara ek olarak, bir bankanın yapmış olduğu bir araştırmanın sonuçları da oldukça dikkat çekici. Bu gelişmeler bize ne anlatıyor?

28 Mart 2015 Cumartesi

EKONOMİK VERİLER, BEKLENTİLER VE DÖVİZ KURLARI

Tuğberk Çiloğlu


İki ülke düşünelim. Ülkelerden birinin cari işlemler hesabı pozitif (cari fazla), diğerinin ise negatif (cari açık) olsun. Elimizde başka hiç bir veri olmasın. Böyle bir durumda hangi ülkenin para biriminin değer kazanmasını bekleriz? Tabii ki de cari fazla veren ülkenin. Soruyu şöyle değiştirsek: Bir ülkede enflasyon yükselme eğiliminde, diğerinde ise düşme eğiliminde olsun. Hangi ülkenin parası değer kazanır? Cevabı çok basit, enflasyonu düşme eğiliminde olan ülkenin parası değerlenir. Şimdi, tüm bu cevapları unutalım. Çünkü gerçekte tam tersi de olabiliyor. Nasıl mı?

23 Mart 2015 Pazartesi

BİR ANONİM ŞİRKET HİKAYESİ

Yusuf YEŞİLKAYA


Bu yazıda bahsedeceğim anonim şirket daha kurulum aşamasında. Yani teoride ve pratiğe dökülmeyi bekliyor. Kuruluşu ile de futbol dünyasında Türkiye için çok şey değişecek. Bahsedeceğim anonim şirket kurulması planlanan Süper Lig Anonim Şirketi. İlginizi çekiyorsa buyurun okuyun.

21 Mart 2015 Cumartesi

YENİ GÜVENLİ LİMANLAR ?

Tuğberk Çiloğlu


Güvenli liman kavramının kullanımı her ne kadar denizcilik ve finans alanlarında bambaşka şeyler ifade etse de, kavramın özü aynı; tehlike anında sığınılacak yer. Denizde fırtına varsa, gemiler su alıyorsa kaptanlar gördükleri en yakın güvenli limana demir atmak isterler. Finansta da durum hemen hemen aynı. Para yöneticileri, yatırımcılar küresel piyasalarda bir türbülans hissettikleri durumlarda yönettikleri fonların değer kaybetmesini önlemek için paralarını riskli varlıklardan çekip güvenli liman olarak gördükleri finansal varlıklara yatırırlar. Yatırımcıların şimdiye kadar güvenli liman olarak gördükleri en popüler varlıkları hepimiz biliyoruz: ABD doları, ABD devlet bonoları/tahvilleri, İsviçre frangı, altın ve Japon yeni. Peki, bu durum değişiyor olabilir mi?

14 Mart 2015 Cumartesi

BORÇ DEFLASYONU

Tuğberk Çiloğlu


Borç Deflasyonu, ABD'li iktisatçı Irving Fisher'ın 1929 Büyük Buhranı ardından oluşturduğu bir teori. Deflasyon, bildiğimiz gibi fiyatlar genel düzeyindeki sürekli düşüşü tanımlıyor. Peki öyleyse Borç Deflasyonu nedir? Borç Deflasyonu 'nu bir ekonomide aşırı borç yükünün tetiklediği deflasyon sarmalı olarak tanımlayabiliriz. Bu teori bir ekonomi teorisi olmakla beraber, sosyal psikoloji ve davranışsal iktisatla da yakından ilgili. Aşırı bir borç yükü deflasyonu nasıl tetikler? Örneklerle açıklayalım.

7 Mart 2015 Cumartesi

REZERV OPSİYON MEKANİZMASI

Tuğberk Çiloğlu


Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) kamuoyunda çok fazla bilinmeyen bir konu. Fakat, gerek mekanizmanın özellikleri gerekse işlevleri bakımından oldukça önemli bir mekanizma. ROM nedir sorusunu  açık bir şekilde şöyle yanıtlayabiliriz : Bankaların TL cinsinden zorunlu karşılıklarının belirli bir oranının döviz ve altın cinsinden tutulması. Tanım cümlesi oldukça net olmakla beraber, işleyiş süreci biraz karmaşık. O zaman ROM'un işlevi nedir, nasıl işler açıklayalım.

28 Şubat 2015 Cumartesi

DÖRTLÜ ETKİLEŞİM: ABD, AVRUPA, PETROL VE ALTIN

Tuğberk Çiloğlu


Finansal piyasalarda oldukça hareketli günler yaşanıyor. Ekonomik veriler ardı ardına geliyor, beklentiler her gelen veriyle birlikte yeniden şekilleniyor. Piyasalarda bugünlerde yaşanan hareketliliğin ardındaki temel akımların niteliği değişmiş değil. Değişen sadece yeni verilerin ve haberlerin akımların şiddeti üzerindeki etkileri. Ekonomide neler oluyor, neler değişiyor bir göz atalım.

21 Şubat 2015 Cumartesi

İDEAL KÜRESELLEŞME

Tuğberk Çiloğlu


Küreselleşme olgusu çağımızın bir gerçeği. Dünya üzerindeki devletler, toplumlar, şirketler, çeşitli organizasyonlar ve bireyler her geçen gün daha hızlı bir şekilde küreselleşmeye entegre oluyorlar. Kuşkusuz, bu entegrasyon sürecinin en temel öğesi bilgi ve iletişim teknolojileri. Peki, ''küreselleşme'' dediğimizde ne demek istiyoruz? Soyut bir kavram olan küreselleşmenin somut olarak içini nasıl doldurabiliriz? Daha da önemlisi, küreselleşme dünya için iyi mi, kötü mü? Bu sorulara kesin cevaplar vermek oldukça zor. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da siyah ve beyazlardan çok griler ağır basmakta.

14 Şubat 2015 Cumartesi

VADELİ DÖVİZ, SPOT DÖVİZ VE FAİZLER

Tuğberk Çiloğlu


Uluslararası Finans literatüründe üzerinde en çok durulan konulardan biri  vadeli döviz kuru, spot döviz kuru ve faizler arasındaki ilişki. Bu ilişki neden bu kadar önemli? Aralarında nasıl bir bağlantı var? Bu üçlünün biri değiştiğinde diğerleri neden ve nasıl değişiyor? Gelin, örneklerle açıklamaya çalışalım.

7 Şubat 2015 Cumartesi

DÖNÜŞÜMSEL BEKLENTİLER

Tuğberk Çiloğlu


Doğa bilimleriyle sosyal bilimler arasındaki en önemli fark nedir? Belki de bu fark, gözlenen (nesne) ve gözlemci (özne) arasındaki ilişkinin temel farklılığında yatmaktadır. Nasıl mı? Bir astronom, yıldızların hareketlerini teleskopuyla gözlemlerken, yıldızların hareketlerine etki edemez. Astronomun duygu ve düşünceleri ile, yıldızın hareketleri arasında kesin bir duvar vardır. Yaptığı araştırmanın sonucuna kendi duygu ve ideolojisini katamaz. Ne gözlemlerse, nesnel bir şekilde aktarmak zorundadır. Fakat, sosyal bilimlerde bu böyle değildir. Bir tarihçi, tarihin akışını değiştiren olayları kendi ideolojisine göre açıklayıp yorumlayabilir. Aynı şekilde bir iktisatçı da ekonominin işleyişini kendi dünya görüşüne göre açıklayabilir. Fakat, dikkat çekmek istediğim nokta bu değil. Okumaya devam edelim.

31 Ocak 2015 Cumartesi

EKONOMİ: KARMAŞA VE İSTİKRAR

Tuğberk Çiloğlu


Finansal piyasalarda oldukça hareketli günler yaşanıyor. Bir karmaşa söz konusu. Finansal aktiflerin fiyatları hızla dalgalanıyor, volatilite oldukça yüksek. Aslında, her karmaşada olduğu gibi bu sürecin de özünde temel bir ''düzen'' saklı. Yaşanan şey, taşların yerinden sökülüp tekrar yerine oturması. Peki durum böyleyse, neler oluyor, değişimin özü ne, hep beraber görelim.

28 Ocak 2015 Çarşamba

YUNANİSTAN SEÇİMİ TÜRKİYE İÇİN BİR UMUT MU?



Yusuf Yeşilkaya

Krizde olan Yunanistan’da bundan 2 gün önce genel seçim oldu.Yunan halkı bu seçimde SYRİZA partisini birinci parti olarak seçti.Sol görüşlü bir parti olan SYRİZA oyların %36.3’ünü alarak 2 sandalye ile iktidarı kaybetti ve ANEL ile koalisyon kurarak işe başladı.komşudaki solun zaferi Türkiye için bir umut olur mu?Gelin bu durumu irdelemeye çalışalım.

24 Ocak 2015 Cumartesi

GETİRİ EĞRİSİ, PARA POLİTİKASI VE AVRUPA

Tuğberk Çiloğlu


Bir an için kendinizi devlet tahvili/bonosu satın almak isteyen, yani devlete borç vermek isteyen bir yatırımcı olarak düşünün. Önünüzde çeşitli seçenekler var. İsterseniz, 6 ay vadeli  hazine bonosu da satın alabilirsiniz, 2 yıl veya 10 yıl vadeli devlet tahvili de. Seçim tamamen sizin. Bu kararı neye göre verirsiniz? Bakmanız gereken en önemli şey, enflasyon oranı. Diyelim ki, enflasyonun önümüzdeki dönemde, örneğin 10 yıl içinde, ciddi olarak yükseleceğini tahmin ediyorsunuz. Ekonomideki genel beklentiler de aynı yönde olsun. Sizinle birlikte yatırımcıların çok büyük bir kısmı da enflasyonun yükseleceğini düşünüyor. Böyle bir durumda devletin borçlanma amacıyla ihraç ettiği uzun vadeli tahvillerin faizi, yani getirisi ne olur?

17 Ocak 2015 Cumartesi

İKTİSAT POLİTİKASI VE ALTERNATİF MALİYET

Tuğberk Çiloğlu


Sinemaya gitmek için evden çıktınız.  Yolda giderken, uzun zamandır okumak istediğiniz bir romanın kitabevinde satıldığını gördünüz. Sinema biletinin ve kitabın satış fiyatı aynı; 20 TL. Tesadüfe bakın ki, cebinizde de 20 TL var. Şimdi, sinemaya gitmekten vazgeçip kitabı satın alırsanız, bunun size maliyeti gidemediğiniz sinema olur. Aynı şekilde, kitabı satın almayıp sinemaya giderseniz, bunun maliyeti ise alamadığınız kitap olur. Oldukça basit. İşte, bu maliyetin adı alternatif maliyet, diğer adıyla fırsat maliyeti. Peki, bu konunun iktisat politikasıyla ne ilgisi var? Gelin, güncel örneklerle açıklayalım.

10 Ocak 2015 Cumartesi

YABANCI KURALI VE BEŞİKTAŞ

Yusuf Yeşilkaya



Yaklaşık 2–3 sene önce federasyon bir yabancı kuralı getirdi. İlk sene 6+0+4 idi. Yani 6 yabancı sahada veya kulübede diğer 4 yabancı ise tribünde olmak üzere en fazla 10 yabancı ile sözleşme imzalanabiliyordu. Sonraki sene 5+0+3 takımların isteği ile revize edildi 5+3+1 oldu.5 Ocakta yapılan toplantıda alınan bir kararla bu kural toptan değişti.

DÖVİZ KURU VE EKONOMİ

Tuğberk Çiloğlu


Bir ekonomide, ekonominin gidişatına etki eden pek çok faktör vardır. Geçtiğimiz haftalarda, faiz oranlarının ekonomiye olan etkisini sizlere açıklamaya çalışmıştım. Bu hafta ise bir başka önemli faktör olan döviz kurunun ekonomiye ve iktisat politikalarına olan etkisini analiz edelim.


Öncelikli olarak, döviz kuru nedir? Döviz kuru, bir birim yabancı paranın, ulusal para cinsinden değeridir dediğimizde, enserten (dolaysız) kur tarifi yapmış oluruz. Fakat, bir birim ulusal paranın, yabancı para cinsinden değeridir dediğimizde ise  serten (dolaylı) kur tarifi yapmış oluruz. Örnek vermek gerekirse, 1 $ = 2 TL dediğimizde bu enserten kurdur. 1 TL = 0,5 $ dediğimizde ise serten kurdur.  Yazıda enserten kuru kullanacağız.  Bu temel bilgilerden sonra, döviz kurları ekonomiyi nasıl etkiler, hep beraber görelim.

3 Ocak 2015 Cumartesi

2015 VE OLASI EKONOMİK SENARYOLAR

Tuğberk Çiloğlu


Yeni bir yıla girdik. 2014 yılı hem Türkiye hem de dünya için oldukça hareketli geçti. 2014 yılında gerçekleşen ve küresel ekonomiyi derinden etkileyen pek çok olay önceden tahmin edilemeyen olaylardı. Örneğin, petrol fiyatlarının büyük bir hızla düşeceğini ve Rusya'nın derin bir ekonomik krize sürükleneceğini geçen yıl başında kim tahmin edebilirdi? Fakat gerçekleşti. Gelin, 2015 yılında hem küresel ekonomiyi hem de Türkiye ekonomisini nelerin şekillendirebileceğini analiz edelim.

1 Ocak 2015 Perşembe

YEREL KÖYDEN GLOBAL KÖYE BİR YOLCULUK

Uğur Yavuz


  Küreselleşmenin en kısa tanımı Dünya'nın ''Global Bir Köy'' haline gelmesidir. Küreselleşme olgusu farklı süreçler yaşayarak günümüze ulaşmıştır. İlk süreç merkantilizm etkisiyle yaşanmış ve sömürgecilikle sonuçlanmıştır. İkinci süreç sanayi devrimi ve onun doğurduğu hammadde gereksinimi ile yaşanmış olup sömürgecilik emperyalizme dönüşmüştür. Üçüncü evre ise çok uluslu şirketlerin doğması ile bir sonraki süreç ise teknolojik gelişmelerin etkisi ile yaşanmıştır. Son olarak 1991 yılında SSCB’nin yıkılması sonucu Batı’nın rakibinin kalmamasıyla yaşanmıştır. Küreselleşme, ülkeler arasındaki birçok alanda büyük değişimler ve etkileşimler meydana getirmiştir.